1. ey okçu be, değme benim gönlümün sazına
    gönlüm buruk, gözlerim kör bu hayatın hazzına istedim gelmedin vakit kabullenme vaktidir
    kabahatim varsa da sen bunu say azına

    birkaç çift kelam da sana edelim noktacı
    için pis, dışın güzel, bak bu ne kadar acı
    ikiyüzlü insandan daha aşağılığı yoktur
    emezisim azıyor seni görünce hacı

    aşk b aşk ada gizli, okçu bunu duydun mu?
    yok olan var olanda, var olana uydun mu?
    bu kendilik demek, ister bir sen bir de ben
    gönlümün tezenesi, yoksa uyudun mu?
  2. okçu korkuyor senin kadar cesur değil demir
    okçumun yanına git bu sana benden emir

    nerede bilmiyorum sesi bile yoktadır
    kendisi eksik sanki bir yarım noktadır
    belki mutlu, belki de güzel bir hayatı var
    etrafı kalabalık kendi belki de çoktadır

    gururu yüksekçe, kibirinden korkarım
    az deli değildir yüreğine belki sarkarım
    kartal kalkar dal sarkar bir çırpıda söylemez
    eşleşmekten ne anlar bilmiyorum nedir kârım
  3. payın dört okçu, paydan duruyor sekiz
    temel reis değiliz ama kuvvetçe pekiz
    ayrılık ay olmadan mümkün mü hadi söyle
    sen çok görsen de biz bak hâlâ tekiz
  4. varlık yoklukla açıklanır teklik çoklukla
    temizlik açıklanır elbet saki boklukla
    yüreğin temiz olsun gerisi laf ü güzaf
    açlık açıklanır bellidir ki toklukla

    okçu nasıl terk edersin sen beni
    senin iki n arası olduğun nerden belli
    bakmakla görmek arasında epey bir fark var
    ettiğin yemini unutma dedin sadece beli

    okçu bu ne ayrılık nedir ay ve karanlık
    biri ışık biri güneş zaman belki bir anlık
    neden, neden diye beynim içimi yer
    buldum küçük iğneği aradığım yer samanlık

    git, gelme bir daha, kimse demesin sana
    ismini haykırmasın söylemesin sana asi
    susu söyleme, okçu ok atan elidir
    kendi eli değil benim elimdir bana

    kelimeler tükensin bitsin nokta ve virgül
    bülbülün bahçesinde olayım ister tek gül
    sus, sus artık gönlümü çok kırdın sen
    artık ateş vaktidir istemem tek bir kül

    ben, ben aynayım sana bir tek tanrım
    beni çok yapan şey gördüğüm bu şey sanrım
    oysa tekim, yıkılsın tüm perdeler duvarlar
    gerçek açığa çıksın gerçek oğlum tanırım.
  5. dur gitme calypseth, şairler ölmez
    sen yoksan burada gözümüz gülmez
    çokluk tekliği, yokluk varlığı anlatır
    adamın hası zihniyle bile bölmez
  6. her şey hala bir dostum, çokluk bir yanılsama
    kelimeler anlatır, romanı kim yazdıysa
    kimi kelime güzeldir, kimisi de çirkin
    sonsuzun yanında yoktur başka bir şey asla

    duygular olmadan ölüden ne farkın var
    akıl bir yere kadar aşkı anlamaz ki zaar
    vereyim sana mecaz diyeyim sen bir sözsün
    ne zaman atarsan at hep yek gelir zar
  7. aşk yanan beyinlere olsa olsa bir sudur
    vakit yok beyefendi zaman ahanda budur
    zarları atınca görür kimi şeş kimi dubara
    yarım yarımı tamamlar kusursuzluk bu mudur
  8. ahh biberbey, gören ne zaman göz oldu
    çokluk sanrıya tabi, biz bir ben ise boldu
    kelimeler hep konuşur gören rüya der ama
    rüyamda göre göre gerçeği içimde soldu

    piksel piksel ayırmak bak gör bir resmi
    nota nota evrenin o muhteşem müziği
    bir kitap yazılacak yazarı çifttir amma
    ilk kelime biri anlatacak her şeyi
  9. gitmeye ne meraklısın ya hu calypseth
    bu huyunun önüne sen de çek bir set
    gitmek kolayıdır savaşmak zor olanı
    sen de anlarsın dostum bir gün elbet.
  10. kişi
    kendini görürmüş
    başkasında
    ipini koparan